POEMS TRANSLATED INTO TURKISH BY BAKI YIGIT.
POEMS BY SITI RUQAIYAH HASHIM TRANSLATED INTO TURKISH BY BAKI YIGIT
BÖYLE ZAMANDA
Böyle zamanda
elini tutmak istiyorum
sana sıkıca sarılıp
omzunda ağlamak
sen de ağlayabilirsin
benim omzumda
istediğin kadar
çünkü hiç hafiflemiyor
acı dalgaları
aslında onlar
gitgide artan
aşağılanmalarımız
ve biz yalnızca izleyebildik
kelimeler yararsız olduğundan
Filistin ah Filistin!
Gençliğimden beri duydum acılarının öykülerini
ve yetiştik
yaklaşarak günbatımına
senin gözyaşlarınla
İnsanım benim
sık sık
söyledim
senin acın benim acımdır
böyle zamanda
benim huzursuzluğum
birleşir seninkiyle
biz yenilenler
ayrılmayıp birlikte kaldık
senin istediğin gibi.
Çeviren: Baki Yiğit
AT TIME LIKE THIS
At time like this
I want to hold your hands
hug you tightly
and cry on your shoulder
as loud as possible
and let you cry
on my shoulder as much as you want
because the wave of pain
not decreasing at all
in fact they are more
humiliations after humiliations
thrown at us
and we could only watch
as words are useless
Palestine oh Palestine!
Since young I heard stories of your pain
and we grew up
approaching sunset
with your tears
My man
times and times again
I had said
your pain is my pain
at times like this
my restlessness
are united with yours
and we the defeated ones
inseparable and remained together
the way you want it.
• SERAP DEĞİL
Senin acınla
benim acım
iki dünyanın paralel yollarında
serap değil
ruhlarımızı birbirine bağlayıp
senin anlaşılmayan sözlerinde
benimkilerle
birleşen
noktalı çizgiler
ve bu yarayı iyileştirecek sayıda
dökülen dize yok.
Çeviren: Baki Yiğit
NOT MIRAGES
Your pain
and my pain
are not mirages
of parallel roads of two worlds
but are dotted lines
that linked our souls
and united
in your gibberish
and mine
and there is no amount of verses spilled
that could heal this wound.
• HUŞ YAPRAKLARI
Önce yeşil olan
huş yaprakları
sarımsılaşır
kuruyup yere düşer
gelecek mevsimde
genç taze sürgünler büyür
Hayat böyledir işte
verimsiz çorak aşama
ölümle biter
ama sonunda yeniden doğup
adım atmaya başlarız
sıkılmadan ve hatırlamadan
tüm kalp ağrılarıyla hayal kırıklıklarını
yanımızda bir parça
inanç denilen tohum taşıyarak
Fowles’ın* dediği doğru
ve yürümeye devam ediyoruz
ve yürümeye devam ediyoruz
ve yürümeye devam ediyoruz
Şerefe!
_______________ *John Fowles, Fransız Teğmenin Kadını adlı romanın İngiliz yazarı. Son kıtadaki kelimeler aynı romandan.
Çeviren: Baki Yiğit
BIRCH LEAVES
The birch leaves
green in the beginning
becomes yellowish
dried and then fell to the ground
next season
young fresh shoots grow
That’s how life is
barren unproductive phase
ended with death
but eventually we are reborn
and started stepping forward
not bothering and remembering
all the heartaches and dissapointments
carrying with us
a piece of seed called faith
It’s true what Fowles* said
and we keep walking
and we keep walking
and we keep walking
Cheerio!
__________________ *John Fowles is an English writer who wrote the novel: The French Lieutenant Woman. And the words in the last stanza were from the same novel.
BAKI YIGIT
Baki Yigit is a prominent award winning translator and writer from Izmir, Turkiye.
Comments
Post a Comment